27 Mart 2017 Pazartesi

buruk hayaller

bugün hürriyet.com'da basketbolla ilgili bir yazı okudum. ilginç ve tartışmaya açık bir yazı esasında.
http://www.hurriyet.com.tr/sporarena/kucuk-basketbolculari-aglatan-baski-40408319

11-12 yaşlarındaki kızlar basket maçı yapıyorlar. önde olan takımın koçu ise kazanma arzusunu abartarak maç boyunca tam saha baskı ile yönetiyor takımını. yenik durumdaki kızlarsa topu çıkaramadıklarına üzülüyorlar ve sarılıp ağlaşıyorlar. maç da 103-4 şeklinde bitiyor. ayrıntılar linkte.
ne kadar üzücü bir tablo değil mi? 

benim içim burkuldu. yani basketbol iştahının artacağı en önemli yaş aralığındaki çocuklar belki de oyuna küsüyorlar, hiç unutamayacakları anılarla belki de "bu işi"başlamadan bitiriyorlar. sorun diğer oyuncularda mı? hayır, galip takımın koçunda elbette. yani bence. yoksa yine de tartışmaya açık bir konu yazının başında belirttiğim gibi.

normalde ne olursa olsun hodri meydan gibi bir mentaliteyi kendine düstur edinen ben, bu konuda ne yazık ki belki de duygularıma yenildim. öğretmen olarak bu yaş grubundaki öğrencilerle haşır neşir olduğumdan mıdır, çocukken benzer bir durum başıma geldiğinden midir, yoksa doğrusu bu olduğundan mıdır epey bir muhasebe yaptım bu yazıyı yazarken.

ben de bu yaşlardaydım, okulun maçı vardı. çok maça çıkamıyordum ve beden sırasında en son sıradaydım. anlayacağınız yaşıtlarımdan epey bir ufak bir boyum vardı. maç başladı, pek sıkıntı yok, koçun söylediklerini uygulamaya çalışıyoruz yarım yamalak. faul oldu, kenardan topu başlatacağım, üzerime ikişer tane kol geliyor. yerinde de durmuyor pezevenk, bacaklarını titretiyor, hata yapmamı bekliyor, topu nasıl çıkaracağımı bilmez durumdayken hakem tak! diye bu işkenceye son veriyor ve topu karşı takıma veriyor. ömrüm boyu unutamıyorum o anı. çok zayıf hissediyorsun..
11-12 yaş gibi bir yaşın dahi gelişimsel olarak inanılmaz fark ettiği bir yaş aralığında diğerine üstünlük kuran çocuklar özgüvenlerini perçinlerken, diğer yandan oyuna küsmeye yüz tutmuş bir nesil yetişiyor. 

linkte yer alan yazının geri kalanında türkiye basketbol federasyonu'nun u11 ve u12 kategorileri için ilgili kurallardan şöyle bahsediyor:

"tam saha baskı yapmak yasaktır. ancak ve ancak, maçın son iki dakikası ve bir takım 10 sayı veya üstünde bir sayı farkıyla mağlup ise, o takımın tam saha baskı uygulamasına izin verilecektir. son iki dakikanın dışında ve yukarıda bahsedilen şartın oluşmadığı durumlarda baskı uygulayan takımın antrenörüne teknik faul çalınır. teknik faulün uygulanması ve sonrasında fiba oyun kurallarının hükümleri uygulanır."

ne var ki mevzubahis maç, gençlik ve spor bakanlığının düzenlediği bir turnuva olması dolayısıyla ilgili kuralı içermiyor. sıkıntı da burada ortaya çıkıyor. 
yine çok enteresan, yarı final ve final maçlarında tbf'nin kurallarını uygulayan gençlik ve spor bakanlığı, öncesindeki maçlar için böyle bir kurala lüzum görmüyor. doğrusu, yarı final ve finale kadarki tüm maçlarda bu kuralı kullansa, sonraki maçlarda böyle bir kurala gerek yok dese çok daha isabetli bir tutumda bulunmuş olurlardı! allah akıl fikir versin!