9 Ocak 2014 Perşembe

kalem deyip geçmemeli

bazı espriler vardır, yalnızca belli bir yaş aralığındakiler yapabilir bu esprileri. o aralığın dışındakiler yapsa hemencecik garipsenir, ortamda soğuk havalar eser. işte ben de geçenlerde böyle bir hâlle karşılaştım.

kırtasiyedeydim. çektirmem gereken notları verdim fotokopiye, dükkanda geziniyorum. kalemlerin olduğu yerdeyim. kalemler 3 buçuk, 4, 5, 6, 7 buçuk, 10 lira diye belli bir seriye dahil olmadan gidiyor. sonra birden bir şey oldu, o kendi çapında fiyatlarla ilerleyen kalemlerden 45 liralık kaleme gözüm ilişti. aslında gözüm fiyatına ilişti. yoksa kalem, hiçbir şekilde 45 lira bayılacak bir kalem değildi.
hem... 45 lira bayılacak kalem ne gibi özelliklere sahip olabilirdi ki?

ben de yine tam bu minvalde düşünürken şaşkınlığımı dile getiriverdim.

-abi? bu, 4 buçuk lira di mi? kalemler? 4 buçuk lira? di mi?
+yok koçum. orada yazdığı gibi, 45 lira.
-(çokmuş anlamında bir yüz ifadesi) abi napıyo bu kalemler, aynı zamanda senin yerine mi düşünüyor? (gülüyorum bu sırada)

(iç seslerimiz) -senin yerine mi düşünüyor? rezil herif. komik mi lan şimdi bu?

gülmeseydim bu kadar soğuk hava esmezdi, biliyorum. hep bu kötü esprinin ardından güldüm diye adam imâlı imâlı bakışlar attı. haklı da tabi. espri yapacaksam da 20'li yaşların gerektirdiği tarzdan espri yapmalıydım. bu düpedüz 40-45 yaş aralığında bir adamın yapabileceği espriydi!


uzun uzadıya anlattığım, esasında ufak bir es'in gerçekleştiği bu gergin saniyelerin ardından adam kalemin mimar kalemi olduğuna açıklık getirdi. bozulsa da garantisi varmış gıkını çıkartmadan değiştiriyorlarmış yetkilileri, bunları söyledi. değiştirecek tabi lan. 45 lira. boru mu?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder